Korku mu Toplumu Yönetir, Umut mu?
Toplumların yönlendirilme biçimi, sadece iktidarların politikalarıyla değil, halkın ruh haliyle de şekillenir. Tarih boyunca otoriter rejimler, halkları hizaya getirmek için korkuyu araç olarak kullandı. Susturulan gazeteciler, cezalandırılan sanatçılar, sindirilen akademisyenler… Tüm bu örnekler, düzeni sağlamaya çalışan bir korku ikliminin yansımalarıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, korku yönetir, ama umut değiştirir.
Bugün Türkiye, ekonomik darboğaz, adalet sistemine duyulan güvensizlik, gençlerin yurt dışı hayalleri ve toplumsal kutuplaşma gibi derin krizlerden geçiyor. İnsanlar gündelik yaşamlarında bile özgürce konuşmanın bedelini tartıyor. Sessizlik, korkudan daha yaygın hale gelmiş durumda.
Oysa gerçek dönüşüm, umutla filizlenir. Toplumlar ancak geleceğe dair bir hayal kurabildiklerinde ayağa kalkabilir. Umut, sadece bireylerin değil, şehirlerin, hatta ülkelerin yeniden inşa gücüdür. Umut konuşur, umut birleştirir. Korkunun inşa ettiği duvarları, ancak umutun inşa ettiği köprüler yıkabilir.
Bugün ihtiyacımız olan şey daha fazla baskı değil; daha fazla umut, daha fazla güven, daha fazla adalettir.
Çünkü korkuyla yönetilen toplumlar itaat eder, umutla yönetilen toplumlar ise değiştirir.
– Y. Mimar E. Öznur Gündoğdu