Kadının Bedeni, Kadının Kararıdır
Son günlerde kamuoyunda “vajinal doğum mu, sezaryen mi daha doğru?” başlığı altında yürütülen tartışmalar, ne yazık ki yine kadınların değil, erkeklerin diliyle şekilleniyor. Kadının doğumu — yani hem bedensel hem ruhsal bütünlüğünü etkileyen bu hayati karar — kadının kendi tercihi ve bilimsel rehberlik temelinde verilmeli. Ancak bu tartışmaların giderek eril bir dile evrilmesi, sadece tıbbi bir kararı değil, kadının kendi bedeni üzerindeki haklarını da tartışmaya açmaktadır.
Bu, açıkça kadın haklarına yönelmiş bir zihinsel saldırıdır.
Bir erkeğin doğum biçimi üzerine hüküm vermesi, kadının iradesine ortak olmaktır.
Bir kadın, ne zaman, nasıl ve hangi koşullarda doğuracağına yalnızca kendisi karar verebilir. Bu konuda ahlaki, dini ya da siyasi baskılar değil; kadının bedeni, sağlığı ve tercihi esas alınmalıdır.
Kadın bedeni üzerinden yürütülen bu “tartışmaların” sonu, kadının yaşam hakkına ve özerkliğine uzanır.
Ve biz kadınlar artık şunu çok net söylüyoruz:
“Beden bizim, karar da bizim.”
– Y. Mimar E. Öznur Gündoğdu